banner143

banner170

banner164

banner171

banner26

banner165

Kadifeteks Sakarya tesislerinde yatırım ve Ar-Ge çalışmaları hız kesmiyor

Kadifeteks Sakarya tesislerinde istenen su şartlarının sağlanabilmesi adına Ar-Ge projeleri hız kesmeden sürüyor.

Başarı Hikayeleri 12.02.2021, 10:59 12.02.2021, 12:21 Serkan KIRAÇ
3695
Kadifeteks Sakarya tesislerinde yatırım ve Ar-Ge çalışmaları hız kesmiyor

Günlük 1500 ton atıksu arıtma kapasitesine sahip biyolojik ve kimyasal arıtma gerçekleştiren Kadifeteks Sakarya tesislerinde yer alan Ar-Ge merkezinde, kimyasal arıtma yapmadan sadece biyolojik arıtma ile yönetmelikte istenen su şartlarının sağlanabilmesi adına Ar-Ge projeleri hız kesmeden sürüyor.

‘Sıfır Atık’ prensibiyle üreten Kadifeteks tesislerindeki Ar-Ge merkezinde, her yıl yeni bir çevre projesi gerçekleştiriliyor. Yeni ürün üretim hattı ve Ar-Ge projesi yatırım planları olduğunu belirten Kadifeteks Sakarya Fabrika Müdürü Adem Erdal Sağlam ile markanın Sakarya tesisleri saha ziyaretimiz esnasında bir söyleşi gerçekleştirme imkanı bulduk. Markanın gündeminde olan üretim, kontrol ve dijital dönüşüm yatırımlarının detaylarını ve bu projeler için çözüm alacakları partnerlerinden neler beklediklerini, Üretim Müdürü Metin Yılmaz’dan dinledik.

Boyahane öncesinde suyun şartlandırılması için ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz?
Adem Erdal Sağlam:
Bir ham su yumuşatma sistemimiz bulunuyor. Bu sistem olmadan bir boyahanenin çalışması söz konusu değil. Bu anlamda saatte 300 ton su yumuşatabilme kapasitemiz bulunuyor.

İletkenlik parametresi ise daha çok reverseosmos sistemleri ile yönetilebiliyor. Bu sistem suyun bütün mineralinin alınıp saf su haline getirildikten sonra istenen oranda, kontrollü bir şekilde mineral beslemeye dayalı bir sistem. Bu sistemin hem bir işletme maliyeti var hem de ciddi bir yatırım maliyeti var. Şu an bizim suyumuzun bu sisteme ihtiyacı bulunmuyor. Biz proses suyumuzu sadece yumuşatma sisteminden geçirerek iletkenlik yüksek olsa da tolere edilebilir seviyede olduğu için reverseosmos sistemine ihtiyaç duymadan boyahane için hazır hale getirebiliyoruz.

Arıtmadan arıtılan su herhangi bir yerde değerlendiriliyor mu?
Adem Erdal Sağlam:
Arıtılan suyun deşarjı çevre bakanlığının mevzuatındayer alan ciddi şartlarabağlı olarak yapılabilir ve tekrar kullanımına yönelik de bir takım şartları var.. Bu sebeple şimdilik arıtma sistemimizden dışarı çıkarmadan, kapalı bir sistem olarak kendi bünyemizde kullana biliyoruz. Örneğin;arıtma girişindeki döner filtrelerin temizliği için ya da press ünitesinin temizliğinde de yine arıtmadan elde edilen suyu kullanıyoruz.

Adem Bey öncelikle sizi ve sektör tecrübenizi tanıyabilir miyiz?
Kadifeteks Sakarya Fabrika Müdürü Adem Erdal Sağlam:
Uludağ Üniversitesi Tekstil mühendisliği mezunuyum. Mezuniyetten sonra iki farklı tekstil firmasındaçalışma deneyimim oldu. Ardından, 2004 yılında Kadifeteks Mensucat San. AŞ’de çalışmaya başladım. İstanbul İkitelli’deki fabrikamızda yaklaşık 11 yıl mühendislik ve yöneticilik yaptıktan sonra 2015 yılında, Sakarya’daki yatırımızın inşaattan üretime geçiş sürecinde görev aldım. 2017 yılında pilot üretimlerimizi gerçekleştirdik ve 2018 yılında regüle üretim sürecine başlamış olduk.

Sakarya’daki yatırımımızda, İkitelli’dekinden farklı olarak dokuma yerine raşel örme ile üretimlerimize başladık. Sonrasında kadife dokuma tezgahlarımızı kurduk. 2020 yılında da yatak yüzü hattı yatırımımıza başladık.Çözgülü örme hattında döşemelik kumaş üretimimiz aylık 800 bin metre kurulu kapasitemiz var. Aynı zamanda aylık 75 bin metrelik kadife dokuma kapasitesine sahibiz. Yatak yüzü için de aylık 750 bin metre için yatırımı hayata geçiriyoruz ve orta vadede aylık 1,5 milyon metre yatak yüzü üretme planımız bulunuyor. Bu kapasiteye ulaşmak için toplamda 100 makinelik yatırımı hedefliyoruz.Şu an için 50 makine yatırımı gerçekleştirdik.

Tesisi üretim hatları ve birimleri ile tanıyabilir miyiz?
Adem Erdal Sağlam:
İpliği yerli ve ithal olarak dışarıdan tedarik ediyoruz. Sonraki aşamalar tesisimiz bünyesinde entegre olarak gerçekleştiriliyor. İplikten örme ve dokuma yapıyoruz. Sonrasında boyama, apre işlemleri ve kumaşı top haline getirip yurtiçi ve yurtdışındaki müşterilerimize sevkini yapıyoruz.

Üretimde ve sektörde yaşadığınız zorluklar nelerdir?
Adem Erdal Sağlam:
Şu an bir sanayicinin aldığı riski, yatırımların finansal büyüklüğünü ve piyasa koşullarını düşündüğünüzde, sanayiciliğin ve üretmenin ne kadar zor olduğunu anlamak hiç de zor olmayacaktır. Yani sanayicilik bir memleket meselesi olarak ele alınıp, gönül işi olarak yapılıyor diye düşünüyorum. Bu şekilde olmasaydı,yatırımcılar sanayi yatırımı yerine, farklıfinansal yatırım aracı ile daha büyük kazançlar elde edebilirlerdi zaten...

Üretim yatırımı yaparak, her şeyden önce piyasa koşullarının riskini en başta üstlenmiş oluyorsunuz. Mevcut piyasa koşullarında 10-15 yıl vadeli planlar yapmak büyük cesaret işi. Bir yıl önceki fiyat seviyeleri ile bir yıl sonraki fiyat seviyeleri arasında yüzde 100 oranında farklar görebiliyorsunuz. Diğer bir yandan üretimde insanla çalışıyorsunuz. Bunun getirdiği büyük sorumluluklar, yükümlülükler ve yaşattığı zorluklar da söz konusu. Gerek istihdam edilecek kalifiye çalışan bulmak, gerek teknik kadro oluşturmak her geçen gün daha da zorlaşıyor. Artık sanayide çalışma isteği ve heyecanı olan insanların kalmayışından kaynaklı zorluklar yaşayabiliyoruz. Bugünün kuşağına herhangi bir fastfoodrestoran zincirinde ya da AVM’deki bir teknoloji mağazasının standında çalışmak daha cazip geliyor. İşletmenin gürültüsü, tozu ve bunun gibi etkenlerden dolayı insanlar sanayiden uzak duruyor artık.

Üretime, kaliteye ve verimliliğe odaklanmamız gerekirken bu tip sorunlarla başa çıkmamız da gerekebiliyor.

Otomasyon ve verimlilik gibi konularda ne tür yatırımlar gerçekleştirildi tesiste?
Adem Erdal Sağlam: Henüz yeni bir tesis sayılırız. Bu konuların uzmanlarıyla çalışmayı kendimize prensip edindik. Tam da belirttiğiniz bu konuların üzerine daha fazla gidebilmek için otomasyon, MES, BI, yapay zeka konularında eğitimli mühendislerin istihdamına ağırlık veriyoruz. Yapay zeka ve otomasyon konularında alt yapımızın daha sağlıklı olması için kullandığımız ERP’yi de güncelleme kararı aldık. Daha güncel, üretim verimliliğini artıracak trend ve yeni teknolojilere ayak uyduracak bir alt yapımız olmasını istiyoruz. Otomasyon ve dijital dönüşüm ile ilgili bir seferberlik başlattık diyebiliriz. Bu çalışmaları üretim müdürümüz Metin Bey’in koordinatörlüğünde yürütüyoruz.

Kadifeteks Üretim Müdürü Metin Yılmaz: Endüstri 4.0 bakış açısıyla ve dijital dönüşüm için bütün prosesteki makinelerimizin canlı izlenmesi, sahadan gelen datanın tamamının bir noktada toplanarak bu verilerden anlamlı sonuçlar üretilebilmesini hedefliyoruz. Yapay zeka destekli unsurlar ve programlarla da bu biriktirdiğimiz verileri anlamlı hale getirmeyi planlıyoruz.

Aslında biz dönüşüm sürecini çift kanaldan yürütüyoruz. Bir yandan dijital dönüşüme hızlı uyum konusunda kararlı bir iradeye sahibiz. Bir yandan da Yalın üretim ve Kaizen uygulamaları gibi aslında çok da dijital veya bilgisayar unsuru içermeyen; üzerinde verimlilik formlarının olduğu saha panoları, öneri notları gibi uygulamaları da yapıyoruz. Süreci tamamen dijital olarak yönetmeye çalıştığınız zaman da sahayı yakalamak zorlaşabiliyor. Çünkü bütün saha çalışanlarınızı bilgisayar ağınız üzerine yönlendirmeniz mümkün olmayabiliyor. Bazı eğitim ve uygulamaların sahada yüz yüze yapılması gerekebiliyor. Bu anlamda biz dijital dönüşüm ile eş zamanlı olarak sahayı ve mavi yakalı arkadaşlarımızı da bu sürece entegre etmeye çalışıyoruz. Dışarıdan bakıldığında her ne kadar dijital dönüşüme çelişkili bir yapı gibi görülse de dengeli bir yapı kurulunca taşlar yerli yerine oturabiliyor. Sektörümüzde bu tip çalışmalar yaygın değil ancak otomotiv veya benzeri sektörlerde de bu tip çalışmalar var ve biz genel bir bakış açısı ile tüm bu tecrübeleri irdeleyip kendimize uyarlamaya çalışıyoruz.

Kaizen ve yalın üretim için kendi içimizde sürekli devam eden bir eğitim sürecimiz var. Bunlar uygulamalı eğitimler, bu sebeple bu eğitimleri vermek üzere bünyemizde bir birim kurduk.Bu birimde daha önce hem uygulama hem de eğitim ve danışmanlık konusunda çalışmış uzman arkadaşlara görev verdik. Öneri sistemleri ile bütün insan kaynağımızı da bu değişim sürecimizin bir parçası haline getireceğiz.

Adem Erdal Sağlam: Fabrikayı, proje aşamasında bile bu konuları göz önünde bulundurarak tasarladık diyebiliriz.

Temel prensiplerimizden bir tanesi de atık enerjinin maksimim oranda geri dönüşümünün yapılmasıydı.Fabrikadan çıkan bütün atık ısılarımızı 40 santigrat derece ve 80 santigrat derece olarak tasnif edip iki farklı sarnıcımızda topluyoruz. Bu su bizim mevcutta fabrikamızda kullandığımız bir su. HT boyama yaptığımız için suyu 130 derecelere kadar ısıtırken 80 dereceden itibaren ya da 40 dereceden itibaren ısıtmaya başlıyoruz.

Fabrikanın bütün ısıtma gücü,  geri kazanılmış ısılarla besleniyor. Elektriğimizi sahip olduğumuz kojenerasyon sistemimizle kendimiz üretiyoruz. Bu anlamda birim enerji maliyetimizi şebeke fiyatlarının altında kalıyor.

Enerji verimliliği ve geri kazanımı konularında Makine – Enerji departmanımız gelişime açık noktalarımızı tespit edip sürekli olarak yatırımlarını sürdürüyor.

Fabrikanın 32 bin metrekare olan çatımızın konstrüksiyonunu, gelecekte güneş enerjisinden enerji edebilmek içingüneş panellerini taşıyabilecek statiğe sahip şekilde inşa ettik. Bununla ilgili yine makine enerji birimimiz her yıl güneş panellerinden enerji üretimi konusunu farklı firmalarla sürekli olarak görüşüp araştırmalarını sürdürüyorlar. Şu ana kadar makul bir yatırım teklifi söz konusu olmadı. Sunulan teknolojilerin yatırım geri dönüşü makul seviyelere ulaşamadığınıgörüyoruz. Örneğin bundan 2-3 yıl önce bu yatırımın geri dönüş süresi 12 yıl seviyelerindeydi. Günümüzde ise 8 yıl gibi süreler verilebiliyor fakat bu süreler bizim için hala makul seviyede değil. Bu konuda arkadaşlarımız sürekli takipteler.

Şu an mevcutta hizmet veren arıtma tesisinizin özelliklerini öğrenebilir miyiz?
Adem Erdal Sağlam:
Günlük 1500 ton atık su arıtma kapasitesine sahip bir arıtma tesisimiz bulunuyor. Biyolojik arıtma ve kimyasal arıtmayı beraber yapıyoruz. Bir çevre mühendisimiz sadece çevre odaklı projeler üretmek üzere görevli. Aynı zamanda bir Ar-Ge merkezimiz bulunuyor. Bir Ar-Ge takımı oluşturuyoruz. Ar-Ge belgemizi yeni aldık ve her yıl çevre ile ilgili en az bir projeyi tamamlama hedefimiz bulunuyor. Şu an ajandamızda tamamlamayı hedeflediğimiz toplamda 4-5 çevre konulu Ar-Ge projelerimiz bulunuyor. Bunlardan bir tanesi arıtma tesisimizle ilgili… Kimyasal arıtma yapmadan sadece biyolojik arıtma yaparak yönetmeliğin gerektirdiği şartlarda su arıtmak gibi bir hedefimiz var.

Arıtmamıza yük olan kirleticilerin tespiti ve etkilerinin daha da azaltılması konusunda mikro ölçekli alanlarda da Ar-Ge projelerimiz masamızda…

Çevreyi önemsiyoruz, bunun için de ilgili ekibimize sınırsız yetki vermiş durumdayız. Bu kapsamda Türkiye Çevre Etiketi ve Avrupa Çevre Etiketi almak için çalışmalarımız devam ediyor.

Boyahane öncesinde suyun şartlandırılması için ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz?
Adem Erdal Sağlam:
Bir ham su yumuşatma sistemimiz bulunuyor. Bu sistem olmadan bir boyahanenin çalışması söz konusu değil. Bu anlamda saatte 300 ton su yumuşatabilme kapasitemiz bulunuyor.

İletkenlik parametresi ise daha çok reverseosmos sistemleri ile yönetilebiliyor. Bu sistem suyun bütün mineralinin alınıp saf su haline getirildikten sonra istenen oranda, kontrollü bir şekilde mineral beslemeye dayalı bir sistem. Bu sistemin hem bir işletme maliyeti var hem de ciddi bir yatırım maliyeti var. Şu an bizim suyumuzun bu sisteme ihtiyacı bulunmuyor. Biz proses suyumuzu sadece yumuşatma sisteminden geçirerek iletkenlik yüksek olsa da tolere edilebilir seviyede olduğu için reverseosmos sistemine ihtiyaç duymadan boyahane için hazır hale getirebiliyoruz.

Arıtmadan arıtılan su herhangi bir yerde değerlendiriliyor mu?
Adem Erdal Sağlam:
Arıtılan suyun deşarjı çevre bakanlığının mevzuatındayer alan ciddi şartlara bağlı olarak yapılabilir ve tekrar kullanımına yönelik de bir takım şartları var.. Bu sebeple şimdilik arıtma sistemimizden dışarı çıkarmadan, kapalı bir sistem olarak kendi bünyemizde kullana biliyoruz. Örneğin; arıtma girişindeki döner filtrelerin temizliği için ya da press ünitesinin temizliğinde de yine arıtmadan elde edilen suyu kullanıyoruz.

Baca gazı emisyonları konusunda çalışmalarınız nelerdir?
Adem Erdal Sağlam:
Emisyonlarımız ilgili mevzuatların gerektirdiği şartları sağlamasına rağmen biz iki baca filtresi yatırımı gerçekleştirdik. Proses şartlarımız çok ağır değil. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri tarafından belirli periyotlarla bacalarımızdan ölçümler yapılıyor. Değerlerimiz istenen şartların altında çıkmasına rağmen çevre duyarlılığımızı en yüksek seviyede tutarak bu yatırımları gerçekleştirdik.

Üretim tarafında geri döşünüm konusunda çalışmalarınız var mıdır?
Metin Yılmaz:
Recycle hammadde ile yani iplik ile döşemelik kumaş grubumuz da var.
Adem Erdal Sağlam: Müşterilerimizden gelen taleplere yanıt vermek için bu ürün grubunun üretimini de gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda ‘sıfır atık’ konusunda son derece hassasız. Tesisimizde her atık kıymetlidir bu yüzden atıklarımızı en iyi şekilde yeniden değerlendiriyoruz. İpliklerin makaralarından, gelen kolilere ve üretimde oluşan tüm atıklar geri dönüştürülür. Dolayısı ile tam manasıyla ‘sıfır atık’ prensibiyle üretiyoruz.

Otomasyon ve dijital dönüşüm konusunda önemli yatırım planlarınız olduğundan bahsettiniz. Bu konuda birlikte çalışacağınız markaları seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Metin Yılmaz:
MES ve otomasyon konularında ciddi bir bilgi kirliliği de söz konusu. Kendisini otomasyon uzmanı olarak tanımlayan inanılmaz sayıda firma mevcut. Bazı PLC ekipmanları satan veya montaj yapan tedarikçiler de kendisini otomasyon uzmanı olarak konumlandırıyor, PLC konusunda bilgisi olmayıp sadece yazılım satışı yapan tedarikçiler de kendisini otomasyon uzmanı olarak tanımlayabiliyor. Biz öncelikle yapıyı analiz ederek katmanları belirledik; IT sektöründekiler bunu topoloji olarak adlandırıyorlar ve biz ilk olarak bu aşamaları anlamaya çalıştık. İlk katman; makine üzerinden veriyi toplayan PLC, sensör gibi ekipman ve donanımlar; ikinci katman bu ekipmanlardan gelen verileri işleyen yazılımlar. Buna da MES yazılımları diyoruz. Elde edilen tüm verileri toplayan, arşivleyen, anlamlı hale getiren, grafiklendiren ve bir üst kısımdaki ERP’ye ileten işte bu MES yazılımları. Buradaki doğru partnerleri aramaya başladık. Aynı zamanda bu süreçte hangi aşamaları kendi bünyemiz içinde çözebileceğimizi de irdeledik.

Mekanik ve elektronik bakım birimlerindeki çalışma arkadaşlarımız zaten kendi bünyemizdeki makinelerin verilerinin izlemelerini yapıyorlar, ancak bu veriler yine o makine üstünde kalıyor. Bu verilerin dışarıya bir üst katmana taşınmasını istiyoruz. Bu noktada daha önce bu yatırımları yapmış sektörden tanıdığımız kimselerin tecrübelerini de göz önünde bulundurduk. İşin ticari sır olmayan kısmı için bilgi paylaşımlarında bulunduk. Makineyi tedarik ederken neler yapmamız gerektiğini de burada saptamış olduk. Makine alım şartnamelerine Endüstri 4.0 ve veri okunabilirliği konusunda yeni maddeler eklemeye karar verdik.

Mevcut makinelerimizin bu seviyeye taşınması veya yeni alacağımız makinelerin bu seviyeye entegrasyonunu kendi bünyemizde yapmaya karar verdik. Çünkü zaten parça değişim ve bakım çalışmalarını kendimiz yürütüyoruz. Fakat bunun dışında MES dediğimiz yazılım kısmında partner bulup çözümü dışarıdan almamız gerektiğini biliyoruz. Bu konuda tekstil sektöründe gerçekten ciddi tecrübelere sahip birkaç partner bulduk ve onlarla sürekli iletişim halindeyiz ki biriyle anlaşacağız muhtemelen.

Teknik taraftaki yetenekler eksik olmamak koşuluyla yerli partnerlere daha öncelik verdik. Mümkün mertebe yazılım konusunda da donanım konusunda da yerli markalara ağırlık veriyoruz.

Adem Erdal Sağlam: Biraz da tekstil sektörüne yatkın ya da bu sektörde tecrübesi olan yazılım markaları bizim için öncelikli oldu diyebiliriz. Globalde de yerelde de çalıştığı halde tekstil sektöründedaha önce hiçbir çalışması olmayan yazılım, otomasyon ve makine firmaları, prosesi ve ihtiyacı anlamak konusunda bize çok fazla zaman kaybı yaşattırabiliyorlar. Apre, HT boya kazanı ya da ram ne demek ve ne yaparı bilen markalar daha hızlı yol almamızı sağlıyorlar.

Bu süreci biz ERP ile birlikte yönetiyoruz. Bu yüzden globalde kendini ispatlamış başarılı markalar yerine tekstil sektöründe kendini ispat etmiş başarılı markaları tercih etmeyi yeğledik.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
banner140
banner158
Günün Anketi Tümü
Sektörel dergiler okunuyor mu?
Sektörel dergiler okunuyor mu?
banner159
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
banner161

Gelişmelerden Haberdar Olun

@