Tüm dünyada öne çıkan iki büyük eğilim; dijitalleşme ve sürdürülebilirlik…

Dijitalleşme ve sürdürebilirlik çalışma ve yatırımlarına ek olarak ilaç, doğalgaz, maden ve metalurji sektörlerinin yükselişte olduğunu ifade eden Karakulak, bu endüstrilere hizmet vermek için yeni ürün ve hizmetler oluşturmaya çalıştıklarını sözlerine ekliyor. Markanın güncel ürün ve çözüm gruplarıyla başarı hikayelerinin ve hedeflerinin detaylarını Proses Çözümleri Türkiye ve Azerbaycan Satış Müdürü Gürcan Karakulak ile gerçekleştirdiğimiz röportajda konuştuk.

Gürcan Bey kısaca Honeywell Türkiye organizasyonunu ve bölüm faaliyetlerini tanıyabilir miyiz?
Honeywell, Türkiye’de 1992 yılından beri yerleşik olarak faaliyet gösteriyor, yani bu yılı 30. yılımız olarak kutluyoruz. Honeywell’in global iş gruplarının hepsi Türkiye’de aktif, yaklaşık 250 çalışanımız var ve havacılık, endüstriyel ve bina otomasyonu ve yazılım çözümleri, emniyet ve üretkenlik çözümleri (kişisel koruyucu ekipman, gaz dedektörleri, el bilgisayarları, barkod okuyucular vb), özel kimyasallar gibi konularda çözümler sunuyoruz. Türkî Cumhuriyetler, Gürcistan ve İsrail de Türkiye’den yönetiliyor.

Honeywell Proses Çözümleri grubu olarak da, 65 kişilik kadromuzla DCS&ESD kontrol ve emniyet sistemleri, PLC/RTU sistemleri, saha enstrümanları, tank ölçüm sistemleri, kağıt sektörü QCS sistemleri, MES yazılımları, endüstriyel yakıcılar ve gaz ölçüm sistemleri gibi ürün ve hizmetlerimizle proses endüstrilerindeki faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

Honeywell 2021 yılını nasıl tamamladı 2022 yılı konusunda ön görüleriniz nelerdir? Bu süreçte özellikle hangi ürün ve çözümlerinizle ağırlıkla hangi sektör ve proseslere odaklandınız?
2021 yılına girerken tüm Dünya’nın umutları had safhadaydı, pandeminin hızla sona ereceği düşünülüyordu, ancak beklenen hızlı toparlanma gelmedi. 2021 yılının ilk yarısının durağan ve temkinli geçtiğini söyleyebiliriz. 2021’in son çeyreğinde bir toparlanma sürecine girildiğinin sinyallerini aldık ve 2022 yılından beklentilerimiz arttı. İlk çeyrek itibarıyla da iyi bir trend içerisinde olduğumuzu söyleyebiliriz.

Pandemi, endüstriler arasında değişimi hızlandırdı ve yeniliği teşvik etti. Özellikle kesintisiz çalışan endüstriyel müşterilerimizde tesislerin uzaktan veya minimum insanla üretime devam edebilmesi için yazılım ve otomasyon teknolojilerini hayata geçirdik. Dijitalleşme yatırımları ciddi oranda arttı, veri toplama ve analitiği projelerinde birçok müşterimizle çalışmalar gerçekleştirdik.

İlaç ve biyoteknoloji endüstrisi büyük bir ivme kazandı. Biz de bu alandaki şirketlere yardımcı olabilmek için otomasyon sistemleri, üretim yönetim sistemleri (MES), kalite yönetim sistemleri (QMS) sağlıyor ve dijitalleşmenin gücüyle en verimli ve güvenli şekilde çalışmalarına yardımcı oluyoruz.

Sürdürülebilirlik bu dönemde yükselen bir değer olarak karşımıza çıktı. Birçok kuruluş karbon net sıfır hedeflerini açıkladı. Bu doğrultuda elektrifikasyon, alternatif yakıtlar, hidrojen üretimi ve kullanımının artırılması gibi konularda yatırımlar yapılmaya başlandı. Honeywell bu alanda büyük Ar-Ge yatırımları yapmaya devam ediyor. Bataryalı enerji depolama sistemleri, Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı, Hidrojen üretimi ve kullanımı teknolojileri, karbon yakalama ve saklama teknolojileri, düşük küresel ısınma potansiyelli soğutma gazları, plastiğin kimyasal geri dönüşümü teknolojileri, bu alanda Honeywell’in çalıştığı konu başlıklarının önde gelenleri.

Güncel jeopolitik durumda da enerji arz güvenliği gündemin en önemli konusu haline geldi. Ülkeler ve firmalar dışa bağımlılığı en aza indirecek doğalgaz iletim ve depolama, LNG, petrokimya, yerli yenilenebilir kaynaklar ve madenler üzerine yatırımları hızlandırdı. Biz de bu yatırımlarda hizmet sunabilmek için faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

Honeywell Türkiye olarak Türkiye sanayisindeki dijital dönüşüm, dijital fabrikalar, nesnelerin interneti ve en nihayetinde siber güvenlik konusunda yatırımlar için gözlemleriniz neler? Yatırımlar işletmelerde doğru noktalardan başlıyor mu, yeterli seviyede veya hızda mı ilerliyor, gözlemlediğiniz doğru bilinen yanlışlar nelerdir?
Az önce bahsettiğimiz üzere, pandemi bu tür yatırımları hızlandırdı. Türkiye Sanayisindeki gözlemimiz, tüm firmaların bu niyetle adımlar attığı yönünde, bu çok olumlu bir gelişme. Öncelikle, firmalar için “dijital” ne ifade ediyor, bunu tespit ederek yola çıkmak gerekli. Şirketin hedefleri doğrultusunda önlerindeki hangi problemi dijitalleşerek çözebileceklerini tespit etmeliler. Uzun dönemli dönüşüm sürecinde somut bir kaç çözümü uygulamak hem iyi kazanımlar sağlayacak, hem de büyük dönüşümün ağırlığı altında ezilip sonuçsuz kalma riskini bertaraf etmiş olacaklar. Diğer bir önemli nokta ise, çoğu zaman iç kaynakların bu süreci destekleyecek tecrübe ve süreye sahip olmayışı, burada konusunda uzman bir partner ile ilerlemek önemli.

Sizin de belirttiğiniz üzere, dijitalleşmede veri toplama ve analizi en büyük kazanımları sağlamakta ve bu bilginin toplanması ve aktarımında siber güvenliğin sağlanması en önemli konu olarak karşımıza çıkıyor. Tesislerin işlemesini sağlayan kritik operasyonel teknolojiler (OT), günlük iş akışını yürüttüğümüz bilgi teknolojileri (IT) ile benzer altyapıya sahip gibi görünse de, farklı ihtiyaçlar ve farklı riskler barındırıyor; dolayısıyla farklı bir uzmanlık ile ele alınması şart. Günümüzde bir çok sanayi tesisi artık ayrı IT ve OT ekipleri barındırmaya başladı veya bu ihtiyaç hizmet sağlayıcılar üzerinden temin ediliyor.

Bu teknolojilerin beraberinde gelen varlık yönetimi, emre amadelik ve kestirimci bakım ile işletme giderleri minimum seviyeye çekiliyor. İşletmeler bu ve dijital dönüşümün getirdiği benzer kazanımlar konusunda yeterli seviyede bilgi sahibi midir? Bu tip konularda satış öncesi veya sonrasında eğitim çalışmaları yapıyor musunuz?   Dijitalleşme ve dijital teknolojilerin üretim ve bakım süreçlerinde kullanımı konusunda son yıllarda iyi bir farkındalık oluşmuş durumda. Bizler de bu farkındalığa katkı sağlamak ve çözümlerimiz ile hangi problemlere fayda sağlayacağımızı anlatabilmek adına gerek doğrudan seminerlerle, gerek webinarlar ile işletmelere ulaşmaya çalışıyoruz. Uygun olan çözümleri demo veya pilot uygulama olarak hayata geçirme imkanımız da oluyor.

Önümüzdeki dönemde odaklanmayı planladığınız sektörler hangileri olacak? Bu konuda yeni ürünleriniz, çözümleriniz nelerdir? Türkiye organizasyonunda bu yeni sektörler ve ürünler için bir yapılanma söz konusu olacak mı?
Tüm Dünyada öne çıkan iki büyük eğilim olduğunu görüyoruz: Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik. Honeywell de, Dünyanın değiştiği ve dönüştüğü bu dönemde, yenilikçi teknolojileri geliştiren, bu yöndeki trendleri yönlendiren ana oyunculardan biri olma hedefinde. Şirketimizi tamamen bir endüstriyel yazılım ve dijital teknoloji firmasına dönüştürmek için gerekli adımları atıyor ve yapılanmamızı gerçekleştiriyoruz. Bu iki ana akımın dışında, bahsettiğimiz üzere, ilaç sanayi, doğal gaz, maden ve metalurji sektörleri yükselişte. Bu endüstrilere hizmet vermek için yeni ürün ve hizmetler oluşturmaya çalışıyoruz.

Yakın dönemde gerçekleştirdiğiniz, devreye aldıktan sonra somut ve ciddi verimlilikler elde ettiğiniz örnek projeler neler oldu?
Uzmanlık alanımız olan kontrol ve emniyet sistemleri kapsamında büyük ve önemli projelere imza attık. Bunların arasında Türkiye’nin önde gelen gaz depolama tesisleri, LNG tesisleri, doğal gaz ve su iletim hatları, rafineriler ve petrokimya tesisleri yer alıyor. Zamanında ve bütçesinde bitirilen ve dünya standartlarındaki teknolojilerin kullanıldığı bu projeler, tesislerin en iyi ve güvenli şekilde işletilmesine yardımcı oluyor.

Klasik otomasyon projelerinin yanında, kullanıcılarına çok önemli faydalar sağlayan ve yatırım geri dönüşleri çok kısa olan ileri proses kontrol (APC) projelerini gerçekleştirdik. Prosesin çok değişkenli modelini oluşturarak, daha doğru, hassas ve en yüksek verimi tesis limitlerini aşmadan almamızı sağlayan yazılım altyapısını uyguladık. Bu uygulamanın bir adım sonrasında, alt prosesleri bütüncül olarak ele alan gerçek zamanlı optimizasyon uygulamalarını da hayata geçirdik. Bölgemizdeki en önemli rafineri, kimya, petrokimya ve demir-çelik tesislerinde bu sistemler her gün fayda ve değer yaratmaya devam ediyorlar.

Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Honeywell’in Türkiye’de 30.yılı olması, ve pandeminin etkilerinin azalmasıyla sosyal hayata dönüşümüz kapsamında, bu yıl bir çok sektörel etkinlik ve özel organizasyonlara katılım sağlamayı planladık. Tüm proses sektörü paydaşlarıyla bir araya gelmek için sabırsızlanıyoruz.