banner24

banner170

banner164

banner171

banner31

banner165

Mevcut tesislere ek 500 ton kapasiteli zenginleştirme tesisi yatırımı yapılacak

Yaklaşık 40 bin metrekare kapalı alana sahip tesiste 3 Megavatlık Çatı GES yatırımı ile enerji ihtiyacının yüzde 50’si karşılayacaklarını belirten Uysal Madencilik Genel Müdürü Soner Akın, pandemi sürecinde dahi işletmelerdeki yatırımlarda hız kesmediklerini ifade ederek yeni iş makinesi ve 500 ton / saat kapasiteli yeni kömür zenginleştirme tesisi ile kapasitelerini artırmayı planladıklarını vurguladı.

Röportajlar 06.12.2021, 11:50 Serkan KIRAÇ
589
Mevcut tesislere ek 500 ton kapasiteli zenginleştirme tesisi yatırımı yapılacak

Uysal Madencilik markasını kısaca tanıyabilir miyiz?
Uysal Madencilik Genel Müdürü Soner Akın:
1970 yılında Mustafa Uysal ve Ünal Uysal tarafından kurulan bir aile şirketi. İkinci kuşak olarak da Cengiz Uysal ile Hasan Uysal yönetimi devraldı. 1970 yılından 1995 yılına kadar yer altı madenciliği şeklinde faaliyetlerini yürüten bir işletme oldu. 1995 yılında açık işletme yöntemiyle kömür üretmeye başladı. 1995 yılından 2006 yılına kadar da ufak çaplarda açık işletme faaliyetleri yürüten bir firmaydı. Bu yıllarda kiracıları işletme faaliyetlerini yürütmüşler.

 2006 yılında Trakya bölgesi için de bir ilk olarak kömür yıkama tesisi kuruldu. Bölgeden çıkarılan kömürler elle ayıklama olarak bilinen triyaj yöntemi ile zenginleştiriyordu. 2005 yılına kadar süreç bu şekilde işliyordu. Kömürün torbaya girmesi, kalite seviyeleri ile ilgili parametrelerin gündeme gelmesiyle kömür üretim verimliliğinin teknoloji ile en üst seviyelere taşınmasına ihtiyaç duyuldu. Bu konuda benim yüksek lisans tezim de kömür üretim verimliliğinin artırılması üzerine oldu. 60 mm’nin altındaki boyutta olan kömürler, elle yıkama yönteminde zenginleştirilemiyordu. 60 mm boyutunun altındaki kömürler atık olarak döküm yerlerine gönderiliyordu.

 2006 yılında Trakya bölgesindeki kömürlerin ağır ortam yöntemiyle zenginleştirilip zenginleştirilemeyeceği konusunda bir araştırma yaptım. Bu araştırmalarımda zenginleştirilebileceğini gördüm. Bu araştırmalarım neticesinde 2006 – 2007 yıllarında ilk kömür zenginleştirme tesisimizi kurduk. Kömür yıkama zenginleştirme tesislerini kurduktan sonra 60mm’nin altındaki 0,5mm boyutlarına kadar olan kömürleri de zenginleştirebildikten sonra sanayi tarafında da bir pazar açılmış oldu. Sanayide de doğalgaz fiyatlarının artışından dolayı ve yeni geliştirilen akışkan yataklı kazanlardan sonra bölgedeki boyahaneler, gıda fabrikaları ve kağıt fabrikaları yavaş yavaş akışkan yataklı kazan sistemlerine geçmeye başladılar. Bu sistemler de küçük boyutta kömürleri tüketiyorlar. Bu bölgede bu boyutta kömürü üreten ilk firmalardan olduk. Üretime başladıktan sonra bölgede kullanılan akışkan yataklı kurutucu sayısı ve kömür tüketimi artış göstermeye başladı. Şu anda da üretim kapasitelerinde ilk 10’un içerisinde yer alıyoruz. Yaklaşık 400 personelimiz bulunuyor.

 Uysal Grup olarak da bünyemizde 5 farklı anonim şirket barındırıyoruz. Uysal Madencilik, Uysal Pazarlama, Malkara Enerji, Sarıyer Madencilik firması ve CS Ar-Ge adında bir araştırma ve geliştirme faaliyetleri yürüten markalarımız bulunuyor. Pazarlama şirketimiz üretim gerçekleştirdiğimiz bölgelerde kömürlerin pazarlama faaliyetlerini yürütüyor. Malkara Enerji firmamız, başka bir sahada yine kömür üretimi ile ilgileniyor.

CS Ar-Ge firmamız kömür madenlerinde ve diğer madenlerde zenginleştirme teknolojileri üzerine çalışmalar yürütüyor. Şu an Afrika bölgesinde yürüttüğümüz iki projemiz bulunuyor. Bu firmamız zenginleştirme, kurutma ve yıkama çalışmaları üzerine yoğunlaşan bir firmayız.Ayrıca X Işını ile görüntü işleme üzerine gerçekleştirdiğimiz bazı projelerimiz var. Bu teknoloji de gıda sektöründe, geri dönüşüm sektöründe atık ayıklamada ve geri kazanımda kullanılabiliyor. Bunların hepsi bizim firmamızda patentli projeler.

Gerçekleştirdiğimiz projelerle KOSGEB’ten 2015 yılında ‘Yılın Başarılı Çevre Dostu Kobi’si’ ödülünü aldık. Sadece madencilik değil birçok sektörde yer alan yaklaşık 3600 firmanın yer aldığı yarışmada Türkiye birincisi olduk bu alanda.

Burada ciddi oranlarda elektrik tüketimimiz var. Enerji tüketim ihtiyacımızı çatılarımıza güneş enerjisi panelleri kurarak 3 megavatlık bir güneş enerji santrali yatırımı planımız var. Bu yatırımla tüketimimizin yüzde 50’sini karşılamayı hedefliyoruz. Pandemi sürecinde işletmelerin büyük kısmının durduğu dönemde biz durmak yerine yatırım yapmayı tercih ettik. Bu süreçte yaklaşık 55-60 milyon liralık ciddi bir yatırım sürecine girdik. 20 kamyon, 5 ekskavatör ve iki tane lastikli yükleyici ile bir maden sahası daha açtık. Mevcut tesisimize ek olarak 500 ton / saat kapasiteli bir kömür zenginleştirme tesisi yatırımı planımız var. Onun tasarım ve fizibilite çalışmalarını yapıyorum.  Bu bölgenin merkezi 25 bin nüfuslu bir bölge. Köyleriyle birlikte 70 bin nüfuslu bir alandayız. Personel bulma konusunda 2006 yılında 25 çalışanı olan firmamız günümüzde 400’den fazla çalışan sayısına ulaşarak giderek büyümeye başlayınca yetişmiş personel bulmakta ciddi sıkıntı yaşıyoruz. Yurtdışını gezdiğimizde kamyonları ve iş makinalarını kadınların da kullanabildiklerini gözlemledim.  Sonra Türkiye’de madenlerde neden kadın istihdamı olmadığını sorgulamaya başladık. Nüfusun iş gücünün bu yüzden yarısının sektörümüzde var olmadığını fark ettik ve bu konuda çalışmalarımızı başlattık ve kadın istihdamı planımız hakkında bölgede reklam çalışmaları gerçekleştirdik. Projeye başladığımızda 70 kamyon şoförümüz vardı. İlk olarak 10 kadın personelle bu projeyi başlatmayı amaçladık ve gerekli tüm eğitim çalışmalarını tamamladık, kamyon ehliyetlerini aldırdık. Şu an aktif olarak işletmemizde çalışan 7 kadın personelimiz bulunuyor.

Ayşe Hanım Uysal Madencilik İşletmelerindeki çalışma hayatınız nasıl başladı?
Ayşe Kaplan:
Sosyal medya üzerinden işe alım duyurularını gördüm. Başvurumu yaptım sonrasında birkaç gün içerisinde bana ulaştılar. Araç kullanmayı çok seviyorum, şu anki işimi de seviyorum ve severek yapıyorum.

Ailenizin tepkisi ne oldu işe başladıktan sonra?
Ayşe Kaplan:
İlk başta tabiî ki olumlu karşılamadılar fakat şu anda gurur duyuyorlar.

Çalışma hayatınızda ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Ayşe Kaplan:
Bana göre mesleğin cinsiyeti yok fakat işe ilk başladığımda bu mesleğin bir erkek mesleği olarak düşünülmesi sebebiyle bir takım zorluklar yaşadım. Sonrasında hepimiz alıştık, şirketimiz oldukça güzel eğitimler verdiler bize. Hocalarımızla birlikte öncelikle eğitimler aldık. Daha sonrasında araç kullanmaya başladık.

Tüm bunlara ek olarak doğaya yeniden kazandırma projelerimiz tüm hızıyla sürüyor. Aldığımız alanları aynı formasyonda ve aynı alan olarak üzerinden çıkan verimli tarım toprağını tekrar yerine koyarak tekrar tarıma elverişli hale getiriyoruz. Buradan sonra madencilikle alakalı kömür rezervlerimiz bittiğinde tarım ve hayvancılık alanında çalışmayı planlıyoruz. Güneş enerji santrali ve elektrik üretim projeleri konusunda enerji sektörünün diğer noktalarında da çalışmalar yürütmeyi planlıyoruz.

Tesis üretim prosesinizi tanıyabilir miyiz?
Soner Akın:
Biz ilk önce ruhsatına sahip olduğumuz arazilerde arama çalışmaları yapıyoruz. Jeoleji Mühendisi arkadaşlarımızla literatür taraması yapıyoruz. Daha önce yapılan çalışmalar varsa hangi noktalarda kömür tespit edildiğini belirliyoruz. Eğer daha önce bu konuda bir çalışma yapılmadıysa saha gezileri yapıyoruz.  Bu esnada sondaj noktaları belirliyoruz. Sonrasında kömür sondajları yapıyoruz. Yerin 250-300 metre altına inerek karot numuneleri çıkartıyoruz. Şu an bizim 750 hektarlık alanımızda 700’e yakın sondajımız var. Hedefimiz 20 dekarda bir sondaj oluşturmak. Bu sondaj verilerini kullandığımız özel yazılımlı programlarımızda birleştirdiğimizde yerin altının fotoğrafını aynı bir akciğer filmi gibi grafiğini çıkarabiliyoruz. Yer altındaki kömür miktarını ve üzerinde ne kadar hafriyat olduğunu bu sayede tespit edebiliyoruz.

Yer altındaki madenlerin yerlerini belirledikten sonra madenciliğin en zor aşamasına geçiyoruz. Maden üzerindeki alanın özel şahsa mı yoksa devlete ait mi olduğunu tespit ediyoruz. Sonrasında arazi sahipleriyle pazarlık sürecine girip bu arazilerin satın alınma süreci başlıyor. Bizim en zorlandığımız aşama burası. Bu konuda Enerji Bakanlığından gerekli çalışmaların yapılmasını bekliyoruz. Çünkü biz burada ciddi çalışmalar yürütürken sahada kömür olduğunu belirlememize rağmen arazi sahiplerinin arazilerini satmak istemedikleri hallerde işletme durma noktasına gelebiliyor. Bunun için hızlı kamulaştırma ya da arabuluculuk konuları gündeme alınabilir. Biz belirlediğimiz alanlarda örneğin 10 dönümlük bir arazi karşılığında aynı bölgede aynı şartlarda 20 dönüm arazi teklif ediyoruz. Fakat bu teklifimizi dahi beğenmeyip 1’e 5 ve daha fazlasını isteyen arazi sahipleri olabiliyor. Bu da 400 personelin bulunduğu işletmemizde bir arazi satın alınamadığı için duracak hale gelmemize sebep olabiliyor.

Eğer satın alma işlemini tamamladıysak hafriyat işlemlerine başlayarak en üstteki verimli toprak tabakasına kaldırıyoruz. Verimli araziyi ocağın belli bölgelerindeki verimli toprak stok alanlarımıza döküyoruz. Sonrasında altta kömüre ulaşana kadar hafriyat alanını daha önceden tespit ettiğimiz noktalara döküyor ya da arazi düzlemek için kullanıyoruz. En aşağıdan kömürü aldıktan sonra kamyonlarla tesislere naklediyoruz. Kömürü zenginleştirme tesislerinde kömürün yoğunluk farkından yararlanarak bir fiziksel ayırma işlemi yapıyoruz. Kömür önce boyutlarına göre sınıflandırma işlemine giriyor. Ayırma işleminden sonra boyutlarına göre 20milimetrenin üstü ve altı olacak şekilde tasnif alanından geçtikten sonra ısınma amaçlı ya da endüstriyel amaçlı olarak ayrıştırılıyor.

20 milimetrenin altındaki kömürler ağır ortam siklonu ile ayırma işlemine tabi tutuluyor. 20 milimetrenin üstündekiler de parça kömür boyutundaki kömürleri oluşturuyor. Suyun içine 45 newtonun altında olan manyetik demir tozunu yani yoğunluğu yüksek ürünü suyun içine besliyoruz. Karışım haldeki ağır ortamın (su ve demirtozunun) yoğunluğunu  bir gram/cm3’ten yaklaşık 1,5 gram/cm3’e çıkartıyoruz. Kömürün içindeki yabancı maddelerin yoğunluğu 1,7 ila 2 gram/cm3 seviyesinde olduğu için yabancı maddeler suyun içinde batmaya başlıyor. Kömürün yoğunluğu da 1,3 gram/cm3 olduğu için kömür yüzmeye başlıyor. Kömürün yoğunluğu ne kadar düşerse kalitesi o kadar artar. Bu aşamadan sonra biz aşağıdan süpürme işlemiyle atık dediğimiz katmanı atık bölgesine alıyoruz. Kömürleri de parça kömürse torbalama alanına, sanayi kömürü ise stok alanına gönderiyoruz. Fındık kömürse ve üzerinde ıslaklık istenmiyorsa bunlarda direkt kurutma tesislerine gidiyor. Kurutmada rotary kurutucu kullanıyoruz. Bu bizim firmamızın kendi geliştirmiş olduğu bir proje. 2007 yılında geliştirdiğimiz TÜBİTAK destekli bir proje. Şu an elimizde çalışan 3 adet 25 ton / saat kapasiteli kurutma tesisimiz bulunuyor. Buradaki sistem de kendi ürettiğimiz kömürü yakıp hiç personel kullanmadan tamamıyla otomasyon sistemiyle kömürün içerisindeki buharlaştırılması gereken su miktarını tespit edip oradaki nem oranına göre yakma kazanını çalıştırıp onun için gerekli olan enerjiyi hazırlayıp yaklaşık 800-900 derecelik ısıyı döner tamburların içine fanlarla çekiyoruz. Buradaki fan ve fanın debisi çok önemli ince boyuttaki kömürleri de bacaya çıkartmamamız gerekiyor. Fanı tam dengede tutup kömür içindeki su buharını yüksek sıcaklıkta tamburun içinden bacaya taşıyıp bu buharını dışarı atıp buradan yüzde 45 oranındaki nemli kömürleri 24’lere kadar indiriyoruz.

Bundan sonra parça kömürleri torbalayıp evlere ısınma amaçlı satıyoruz. Yıkanmış fındık kömürleri de sanayi bölgesine hareketli ızgaralarla alıp satıyoruz.

Cihan Bey arıtma aşamasını sizden öğrenebilir miyiz?
Uysal Madencilik Üretim Müdürü Cihan Demirtaş: Patenti kendimize ait olan yıkama suyunun tekrar atıklarından ayrıştırılarak temiz su haline getirilmesi için filtreleme işlemi yaptığımız tesislerimiz BeltPress tesisleri olarak adlandırılıyor. Yıkama prosesinden sonra çıkan atıksuyun çamurundan ayrılıp tekrar temiz bir şekilde tesise geri beslenmesi ve bu atığın katı olarak bertaraf edilmesi için alınması işlemlerini barındırıyor. Kömür işletmelerinin yanı sıra her türlü maden işletmelerinde ya da herhangi bir atık çamurun suyundan ayrılıp temiz su elde edilmesi işlemi için kullanılabiliyor bu proses. Tesisimizde şu an 4 adet belt presimiz mevcut. Çalışma sistemi tamamen presleme sistemi. İki tane birbirine zıt yönde dönen bantın arasında çamurun alınıp sıkıştırılarak temiz suyun süzülmesi aşamalarından oluşuyor. Görmüş olduğunuz bezlerin mikronize açıklıklarından suyu süzüyoruz. Çamuru katı halde aşağıdaki banttan atık bölümüne alıyoruz. Geri kazandığımız suyu ise tesislerimizde yeniden kullanıyoruz.


Kömür çıkarma çalışmalarının tamamlandığı alanların yeniden meralara dönüştürülmesi konusundaki çalışmalarınız nelerdir?
Soner Akın:
Bu bölgede ilk mera alanı talep eden firmalardan bir tanesiyiz. Bizim istediğimiz dönemde yaklaşım meraların verilmesinden yana değildi. Ya vatandaş istemiyordu ya da vasıf olarak mera vasfında olan bu araziler köylüler tarafından arazilerin fiziksel özelliklerinden dolayı kullanılamıyordu. Bu yüzden hayvanlarını da bu araziye sokamıyorlardı. Biz bunlarla ilgili baskı yaptığımızda epey tepki aldık. Toplantılar organize ederek ilgili vatandaşlara; bize verilen süreden daha kısa sürede bu alanları eskisinden daha güzel bir halde bu alanları kullanıma sunacağımızı anlattık. Bu aşamada da çok hızlı davranarak 132 dönüm alanın 3 yıl içinde kömürünü alıp eski hale getirip köylünün kullanımına sunduk. O bölgede çıkarttığımız kömürü çıkartmadığımız halde dışarıdan ne kadar kömür ithalatına ihtiyaç duyulabileceğinin araştırmasını yapmıştık o dönemde. Araştırmalarımız sonucu…

Yatırımlarınızda çalışmak istediğiniz otomasyon, sistem ve enstrüman marklarını nasıl belirliyorsunuz?
Soner Akın:Burada bizim tesislerimizde kullanmış olduğumuz ekipmanlarda yaşadığımız en büyük sorun; aşınma… Kömür ve kömürün yan kayacındaki silis oranının yüksek olması sebebiyle aşındırıcılık yüksek boyutlara ulaşabiliyor. Onun haricinde tesiste pompalardan ağır ortam dediğimiz demir tozuyla karışık ürün pulp halinde ve yoğun bir formda geçiyor. Bu yüzden demiri demire sürtüyorsunuz aslında. Bu süreçlerde kullandığımız ürünlerde bizim için en önemli hususlar dayanıklılık, aşınma dayanımı, firmaların ürünlerinde kullandıkları malzeme kaliteleri. Bunun için de bilindik markalarla çalışmayı tercih ediyoruz. Onun haricinde yeni çıkan marka ve ürünlerini numune alarak deniyoruz. Bu ürünleri kullanarak kaç ton kömür işleyebildiğimizin kaydını tutuyoruz. Bu gözlemleri de mühendis arkadaşlarımızla yürütüyoruz. Sonrasında fiyat – performans değerlendirmelerini yapıyoruz. Satın alma birimimiz bu konulara göre değerlendirmelerini yapıp satın almalarını gerçekleştiriyorlar. Kimi zaman bazı markaların ürünlerinin rakiplerine göre pahalı kalmasına rağmen bu ürünleri tercih edebiliyoruz. Eğer uzun ömürlü bir ürünse biz duruş sürelerimizi ve tamir – bakım sürelerimizi azalttığı için fiyatı yüksek olsa bile malzeme kalitesi ürünleri ve daya dayanıklı ürünleri seçmeye çalışıyoruz.

Önümüzdeki dönem için yatırım planlarınız nelerdir?
Soner Akın:
500 ton / saat kapasiteli yeni bir kömür yıkama tesisi kurmayı planlıyoruz. Daha önceden de bahsettiğim gibi çatı üstü 3 megavat gücünde güneş enerji santrali kurmayı planlıyoruz. Burada yaklaşık 40 dönümlük bir kapalı alanımız var. Buraya da 3 megavatlık bir santral rahatlıkla kurulabiliyor. Çağrı mektubumuz hazırlandı ve detay çalışmamızı çıkarttık. Anlaştığımız firma ile yakında montaj işlemlerine başlayacağız. Şu an işin son noktasına geldik.

İş makinesi ve kamyon alımlarımız sürüyor. Şu an 13 ekskavatörümüz, 11 tane lastikli yükleyicimiz, 70 kamyonumuzla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yeni ilave yatırımlarla 5 tane ekskavatör, 6 tane lastikli yükleyici ve 20 kamyon daha alma planımız var.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
banner140
banner158
Günün Anketi Tümü
Sektörel dergiler okunuyor mu?
Sektörel dergiler okunuyor mu?
banner159
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
banner161

Gelişmelerden Haberdar Olun

@