Otomotiv ve lityum-iyon batarya (LIB) sektörleri için e-mobilite, küresel sıfır karbon trendlerinin desteklenmesi ve işletmelerin geleceğinin belirlenmesi açısından önemli bir konu haline geliyor. Geleneksel içten yanmalı motorlardan elektrikli motorlara geçiş, otomotiv ve batarya üretim sektörlerinde büyük uyarlamalar gerektiriyor. Özellikle de mevcut üretim sistemlerinin, gelecekteki model serilerinin temelini oluşturacak tamamen yeni platformların üretimine yönelik olarak yeniden şekillendirilmesi önem arz ediyor. Bu noktada daha duyarlı, etkili ve çevik operasyonlara ihtiyaç duyulduğunu ifade eden CLPA Türkiye Müdürü Önder Şenol, Zamana Duyarlı Ağ (TSN) teknolojilerinin sektörün ihtiyaç duyduğu yenilik hareketi için çok iyi bir alt yapı sunduğunu vurguladı.
E-mobilitede enerji ve kaynak verimliliği için verimli endüstriyel haberleşme şart
Bir dizi zorlukla karşı karşıya olan elektrikli araç ve LIB üreticilerinin artan talepleri karşılamak için üretimi ölçeklendirmeleri gerektiğini ifade eden Önder Şenol; “Şirketlerin yüksek kaliteli ürünler ile kısa üretim süreleri arasında hassas bir denge kurmaları gerekirken aynı zamanda maliyetleri de düşürmeleri şart. Öte yandan çözümlerini özelleştirmek için gereken esneklik düzeyini sağlarken enerji ve kaynak verimliliğini de optimize etmeleri gerekiyor. Bu noktada bir üretim hattındaki prosesler arasında veya IT sistemleri ile veri paylaşımı önem kazanıyor. Aynı zamanda kısa üretim sürelerine ulaşmak için farklı faaliyetlerin en verimli ve etkili şekilde koordinasyon içinde çalışabilmesi de bir o kadar önemli. Ayrıca fabrikalar daha akıllı hale geldikçe, süreçleri optimize eden izleme ve karar verme süreçleri için iletişim ağlarına daha fazla cihaz ve veri işleme aracı ekleniyor. Tüm bu yoğun trafiği sağlayacak olansa hiç kuşkusuz endüstriyel haberleşme sistemleri ve bu sistemlerin hem hızlı hem de verimli şekilde işlemesi kritik önem taşıyor” şeklinde konuştu.
TSN ile üreticiler daha çevik, duyarlı ve üretken operasyonlar oluşturabilecek
E-mobilite değer zinciri için TSN'nin gücünden bahseden Şenol, şunları aktardı: “Zamana Duyarlı Ağ (TSN), endüstriyel ethernet haberleşmesini geliştirmek için tasarlanmış bir ağ teknolojisi. Bu nedenle tüm e-mobilite değer zinciri boyunca üreticilerin karşılaştığı zorluklara bir yanıt olarak oyunun kurallarını değiştiren bir çözüm sunuyor. TSN, aktarım gecikmeleri, titreşim ve gecikme üzerinde kontrol sağlayarak deterministik gerçek zamanlı çalışma sağlıyor. Dolayısıyla üretim sürelerinin ve üretkenliğin sıkı bir şekilde yönetilmesine yardımcı oluyor. Önceden ayrı olan ağlar ve trafiklerini artık tek bir ağda birleştiriyor. Tüm bunlar, proseslerin şeffaflığında önemli bir artış sunmanın yanı sıra süreçlerin etkili şekilde optimize edilmesini sağlıyor. Birleştirilmiş bir mimari aynı zamanda daha fazla otomatik kurulum, robotik, sensör ve daha birçok cihazın entegre edilmesine olanak tanıyor. Bu sayede üreticiler daha çevik, duyarlı ve üretken operasyonlar oluşturabiliyor. Farklı veri kaynaklarından gelen büyük hacimli verileri işleme yeteneği de TSN'nin kestirimci bakım, kalite kontrol ve diğer veri tabanlı faaliyetler için yapay zekadan (AI) yararlanan daha akıllı operasyonlar kurmasını sağlıyor.”
Elektrikli otomobillerin geleceğinde TSN teknolojisi belirleyici olacak
TSN'nin endüstriyel haberleşmeye entegrasyonunun sektördeki temel zorluklar için etkili bir çözüm sunduğunun altını çizen Şenol; “TSN'nin benimsenmesi artan talepleri karşılamak için yüksek hızda ve kalitede, özelleştirilebilir elektrikli araçlar sunarak daha yeşil ve daha sürdürülebilir bir otomotiv geleceği yaratıyor. TSN'yi benimsemek isteyen şirketler, gigabit bant genişliği ve TSN fonksiyonlarına birleştiren ilk açık endüstriyel ethernet olan CC-Link IE TSN'yi seçerek bunu şimdiden yapmaya başlayabilir. Kullanıcılar bu teknolojiyi seçerek, önde gelen satıcıların geniş ve hızla büyüyen uyumlu endüstriyel otomasyon ürünleri yelpazesinden faydalanabilirler. Sonuç olarak, iletişim ve veri odaklı operasyonları geliştirmek için son derece etkili, geleceğe yönelik sistemler oluşturabilir ve nihayetinde rekabet güçlerini artırabilirler” dedi.
