Pnosan Group yeni fabrikasıyla endüstride verimliliği artırmayı hedefliyor

Kalite kontrol süreçlerine son derece önem verdiklerini ve yeni fabrikanın bu süreçleri daha etkin hale getireceğini ifade eden Nida Şahin, yeni fabrika ihtiyacının ülke ekonomisine değer katma amacıyla ortaya çıktığını ifade ederek, eski fabrikanın taleplere cevap verememesi nedeniyle yeni bir alana ihtiyaç duyduklarını belirtti. İşte markanın çözüm sunduğu sektörler için sağladığı ürün ve çözümler ile gelecek dönem hedeflerini konuştuğumuz röportajımız… Keyifli okumalar.

Göksel Bey, Pnosan Group’un kurulum ve gelişim sürecini sizden dinleyebilir miyiz?
Göksel Şahin: 1994 yılında pnömatik ekipman satışıyla faaliyetlerine başlayan firmamız, bu faaliyetini sürdürürken ekonomideki değişiklikler sebebiyle ithalat yapmaya başladı. Bunun bir sonraki aşaması da üretim yapmaya karar vermek oldu. İlk olarak şamandıralı kondenstop üretmeye başladık ve daha sonra piyasa koşullarına ve ihtiyaçlarını analiz ederek oransal kontrol vanası, kelebek vana, çekvalf, pislik tutucu, basınç düşürücü vanalar vb. ürünleri ürün gamımıza ekledik. Değişen dünya koşulları ve şirket mottomuz ile üretim kapasitemizi 2019 yılında, 1600 metrekare alandan, 8500 metrekarelik bir alana taşımaya karar verdik. Şu anda sizlerin de gördüğü bu alanın süreci ve hikayesini böyle özetleyebiliriz.

Nida Hanım, yeni fabrika ihtiyacı nasıl oluştu?
Nida Şahin: Biz ülke ekonomisine ve sanayisine değer kazandırmak isteyen bir firmayız. Üretim yapmaya başlama kararımız da bu amaç doğrultusunda seneler evvel ortaya çıktı. 1600 metrekarelik alana sahip eski fabrikamız, aldığımız taleplere ve üretime yeterli cevabı verememeye başlamıştı. Bu sebeple alanımızı büyütmeye ihtiyaç duyduk ve yeni fabrikamıza taşınmaya çok öncesinden karar verdik. Sadece günümüz koşullarında bizim buraya taşınma sürecimiz tahminimizden biraz daha uzun sürdü. Yoğun ve oldukça yorgun geçen bu süreçte, üretime mola vermeden yeni fabrikamıza taşınmak için elimizden gelen tüm gayreti gösterdik. Sadece üretim değil aynı zamanda satış ve pazarlama süreçlerimizi de aksatmadan bu süreci tamamlamış olduk. Bu bizim için biraz yorucu bir süreç olsa da hem bize hem de müşterilerimize fayda sağlayan bir süreç oldu. Bu süreçte bizlerle beraber sabır ve metanetle bekleyen ve ilerleyen tüm ekip arkadaşlarımıza sizler vasıtasıyla tekrardan teşekkür ederiz.

Markalarınızı ve ürün gruplarınızı tanıyabilir miyiz?
Nida Şahin: Pnosan Group bünyesinde 3 farklı markamız mevcut. Burada altını çizerek belirtmek isterim ki üretimini üstlendiğimiz markamız olan NST-NORDSTEAM şirketin %80’ini kapsamaktadır. Diğer iki markamız olan CoomPair ve Duramech markalarına da değinmek isterim. Pnömatik & hidrolik ve salmastra & sızdırmazlık ekipmanlarını alt bünyesinde barındıran bu iki markayı da şirket bünyesinde birinci elden müşterilere teslim etmenin gururunu da yaşıyoruz.

Üretimini üstlendiğimiz markamız NST-Nordsteam yerli üretim markası, 2003-2013 yılları arasında alınan doğru kararlar ve ivmeler sayesinde bugünlere gelmiştir. Bu aynı zamanda markanın bir kuruluş hikayesi olmuştur. Pandemi öncesinde alınan aksiyonlar, sonrasındaki süreçte NST-Nordsteam markasının ihracatta da ivme kazanmasına vesile oldu. Daha evvelde de bahsi geçen endüstriyel vana grupları, NST-Nordsteam altında toplanıyor. Bu markanın tüm kuruluş hikayesi de çekirdek kadromuzla, dönemin şartlarında yapılan toplantılar ile Pnosan Group bünyesinde kurulmuştur.

Kondenstoplarımız, çekvaflerimiz, pislik tutucularımız, on-off vanalarımız, oransal kontrol vanalarımız, basınç düşürücü vanalarımız, üç yollu vanalarımız, kelebek vanalarımız, Pnosan Group firmamızın altındaki NST-Nordsteam markamızın altında yer alıyor. Bu ürün ailesi, ağırlıklı olarak buhar hatlarına hitap ediyor. Otomasyon ve proses hattına sahip birçok fabrikada bu ürünlere ihtiyaç duyulabiliyor ama en önemlisi olan ürünlerimizin bu proses hatlarına uygun olup olmadığının belirlenmesi ve bilinmesi…

Örneğin; ürünlerimiz yangın, doğalgaz hatlarına hitap etmiyor. Bizim odaklandığımız niş bir alan var diyebiliriz aslında. CoomPair, Duramech markalarımızda da aslında bir nevi NST-Nordsteam’i desteklerken proses hatlarını da destekliyoruz. Biraz daha pnömatik, hidrolik biraz daha conta grubu ağırlıklı, daha evvel de belirtiğim gibi. Burada tekrar altını çizmek isterim ki yeni fabrikamızla üretimini gerçekleştirdiğimiz NST-Nordsteam markasına daha fazla odaklanmaya başladık.

Nida Hanım, geçmişten günümüze satış ve pazarlama süreçleriniz nasıl farklılaştı?
Nida Şahin: Bu noktada önce sistemden biraz bahsetmek istiyorum.

ERP Sisteminin bu kadar gelişmediği dönemlerde süreç daha zordu ve bence iletişim de çok daha zordu. Şu anda da özellikle sektör olarak evet bir kesim ERP ve SAP sistemlerine çok hızlı adapte oldu. Fakat endüstride belli bir kesim halen buna hazır değil. Dijitalleşme tarafında bir ivme söz konusu fakat halen gelenekselci tavrı da endüstrinin her alanında gözlemleyebiliyoruz. Bu bir fabrikaya ziyarete gittiğinizde de gözlemlenebiliyor, bir fuarı ziyarete gittiğinizde de gözlemlenebiliyor. Tabii ki Avrupa ve Amerika’daki fuarlar çok çok daha farklı oluyor. Orda bile hala bu geleneksel kesimi görebiliyorsunuz. Biz el sıkışmayı ve oturup çay kahve içmeyi seviyoruz. Bu sebeple de bu alanda hala biraz geleneksel satış ve pazarlama aksiyonları kullanılıyor.

Diğer taraftan da müthiş bir değişim oldu. Artık insanlar çok kolay seçim yapabiliyorlar fakat doğru bilgiyi verebiliyor mı? Biz onlara doğru bilgiyi istedikleri şekilde verebiliyor muyuz? Bunları sormak gerekiyor bence. İşte burada da yeni nesil pazarlama devreye giriyor bence. Çünkü hattın ihtiyacı olan bir vana veya vana grubu var. Bunun için de web sitemizi sürekli güncel ve doğru ve net bilgiyle dolu tutuyoruz. Fakat burada bazen işler biraz karışabiliyor veya yanlış ölçeklendirme yapılabiliyor. Bunun biraz daha detayına inmek lazım.

Doğru ölçü belirlenmediği ya da hattan geçecek akışkan tipine göre doğru malzeme tipi seçilemediği zaman bu sefer proses çalışırken vanada kaçak veya koç darbesine maruz kalma olabiliyor. Bu seferde siz kendinizi açıklamak zorunda kalıyorsunuz ama bu sorun üretimden yanlış veri geldiği için kaynaklanabiliyor fakat istisnalar tabi ki kaideyi bozmaz. Burada bilgiye ulaşabilmek için bu kadar büyük bir imkân varken görmemezliğe gelip hala eski bildiklerimizi yapmaya çalışabiliyoruz.

Yurt dışı fuarlarına da katılıyorsunuz. İş yapış ve talep şekilleri nasıl değişiklikler gösteriyor?
Göksel Şahin: Mühendislikte bir deyiş vardı.

‘Teorikle pratik her zaman tutmaz.‘

Bunu bir mühendis olarak hem akademik boyutta hem de sektörel olarak deneyimlemiş biri olarak, işin mühendisliğini bilgisayarda çok iyi bir şekilde yapabilirsiniz ve yüklemiş olduğunuz verileri doğru bir şekilde tesisata gönderebilirsiniz. Fakat, bir dirseğin sisteme farklı bir şekilde montajlanmasına engel olmak pratikle yapabileceğiniz bir süreçtir ve belirtmek isterim ki bu küçük gibi görünse de proses hattında ciddi sıkıntılara yol açabilir. Bu yüzündendir ki teorik ve pratik her zaman birbirine uymayabilir.

Ülkelerin iş yapış şekilleri tamamen mühendislerin kendilerini yetiştirmeleri ile alakalı. Bizim de eskiye oranla çok kaliteli proje mühendislerimiz ve uygulayıcılarımız var. Artık Türk Mühendisleri de dünyanın önemli tesislerinde oldukça çok başarılı tesisat projelerini devreye alıyorlar. Ama bu Avrupa’yı, bizi ya da Asya’yı mukayese etmek adına değil tamamen teorik ile pratik konusunda mukayese etmek gerekiyor. Yani bunun ayrımını eğitimin içeriğiyle değil, pratiğin görünüşüyle karar vermeye özen göstermek gerekiyor.

Tekstil ve hizmet verdiğiniz tüm sektörlerde de prosesler sürekli gelişiyor ve zorlaşıyor. Ayrıca endüstride kaliteyi sürdürülebilir kılmak, hammaddenin girişinden ürünün üretim ve sevk sürecine kadar ciddi bir kalite kontrol sürecini yürütmekten geçiyor değil mi?
Nida Şahin: Biz şirket olarak bir ERP sistemi kullanıyoruz. Bu sayede üretim sürecinde hammaddenin girişinden, bitmiş ürünün müşteriye sevkine kadar önemli bir kalite yönetim sürecimiz söz konusu. Biz bazen olması gerekenden fazla sayıda ve tipte belirleyici sızdırmazlık testleri gerçekleştiriyoruz. Markamızın prestijini koruyabilmenin sorumluluğunu taşımaktan öte, güvenliğe ve verimliliğe de oldukça önem veriyoruz. Ürünümüzün, ürünlerimizin sonuna kadar arkasında dururken, buradan ürünün nihai çıkışının bizlerin onay ve sorumluluğunda olduğunun bilincinde bir şirketiz. Burada ürünün adetini, büyüklüğüne bakılmaksızın bu hassas süreç işliyor. Aslında yeni fabrikamıza taşınma amaçlarımızdan bir tanesi de bu. Çünkü buradaki kalite yönetim sürecinde, ekipmanı müşterimize daha sağlıklı koşullarda ve kalite anlayışımızla aynı paralelde ürün üretebilmeyi daha mümkün hale geliyor.

Son kullanıcıyla aynı dili konuşabilmek, sektörde talebi doğru oluşturabilmek adına eğitim ve benzeri faaliyetleriniz nelerdir?
Nida Şahin: Şirket olarak, kendi iç bünyemizde her daim eğitime önem veren bir firmada olduk. Bu doğrultuda da henüz tam olarak başlamamış olsa da ‘NST Akademi’ adında bir akademi de kurmuş bulunmaktayız. Hem şirket içi hem de şirket dışı eğitim & konferans & seminer gibi etkinlikleri akademi içerisinde yapmayı planlıyoruz. Bu eğitimlerimizi de belirli periyotlarda gerçekleştirmek öncelikli hedeflerimiz arasında…

Fabrikamızdaki birkaç oda, bu çalışmalarımız için kullanılacak.

Işık bizim içimizde büyüyor ve bu ışığı artık endüstriyle de paylaşmak istiyoruz.

2024 yılında, NST Akademi çalışmalarımızla ilgili duyurularımıza başlayacağız.

Pnosan Group’un teknik kadrosunun mühendislik bilgilerini, yeteneklerini ve geçmiş tecrübelerini kısa kısa tanıyabilir miyiz?
Nida Şahin: Üretim müdürümüz, hemen hemen 17-18 yaşlarından beri vana sektörünün içerisinde yer almış bir kişi. Onun bilgi ve donanımı bizim için çok kıymetli, deneyimleri de keza aynı şekilde. Çünkü ürünün üretim aşamasında, olası riskleri tespit edip giderilmesini sağlayabiliyor. Aynı zamanda uzun yıllardır üretimde görev alan ve şirket kültürümüze hâkim olan kemik bir kadroyla faaliyetlerimizi yürütüyoruz. İş görüşmelerimizde de adaylarımıza Pnosan Group’un bir aile şirketi olduğunu ve her çalışanımızla uzun yıllar boyunca çalışmayı hedeflediğimizi vurguluyoruz. Buraya sadece bir iş olarak değil aynı zamanda bir yuva gibi bakan bir şirketiz.
 

Şirketin kurulduğu günden günümüze bizimle olan ekip arkadaşlarımız var ve onların da bu büyüme sürecine şahit olmaları eminim onları da mutlu ediyordur. Büyüme ve hatta yeni fabrikamıza taşınma sürecinde de ekibimizle fikir birliği yaparak, onların fikrini alarak hareket ettik. Aynı şekilde yeni bir ürün üretmeye karar verdiğimizde de mühendislerimiz hem proseslerin hem de son kullanıcıların güncel ihtiyaçlarına bakıyor hem de bu yeni ürüne başka hangi özellikler kazandırabileceklerini araştırıyorlar.

Satış ve pazarlamadaki arkadaşlarımız tecrübeleri ışığında pazar dinamiklerini sürekli kontrol altında tutuyorlar.

Yeni fabrika için önümüzdeki dönemde yatırım planlarınız bulunuyor mu?
Nida Şahin: Yeni fabrikaya geçmek bizim için çok emek gerektiren sabır dolu bir iş oldu diyebiliriz. 2024 yılı ve sonrasında fabrikamız için bir güneş enerji paneli yatırımı planlıyoruz. Kendi enerjisini üretebilen bir fabrika haline gelmek istiyoruz. Bunun dışında, yurt dışı ağımızı genişletmek ve hatta belki yurt dışında farklı bölgelere distribütörlük verebiliriz. Şu anda Özbekistan’da mevcut bir distribütörlüğümüz var. Hedef ülkelerimiz arasından birini yönelip yakın dönemde bu konuda aksiyon almayı hedefliyoruz.