banner143

banner72

banner164

banner171

banner26

banner165

Bölge işletmelerinin atık su verileri anlık olarak izlenip faturalandırılıyor

Ergene 1 (Vakıflar) Organize Sanayi Bölgesi’nde ağırlıkla tekstil sektöründe faaliyet gösteren üretim tesislerinin yer aldığını belirten OSB Bölge Müdürü Yasemin Artar, arıtma tesisine gelen atık suların işletmelere hakkaniyetle faturalandırılması için anlık olarak ve yüksek hassasiyetle uzaktan izlendiğini ifade ediyor.

Başarı Hikayeleri 28.02.2022, 12:16 28.02.2022, 12:35 Serkan KIRAÇ
945
Bölge işletmelerinin atık su verileri anlık olarak izlenip faturalandırılıyor

Dergimizin Şubat sayısı Su ve Atıksu Arıtma Prosesi konusu kapsamında Ergene 1 Organize Sanayi Bölgesi’ne siz okurlarımız için saha ziyareti gerçekleştirdik. Ziyaretimiz esnasında Arıtma Tesisi yatırımı üzerine Tesis Sorumlusu Oğuz Albayrak, bölge işletmelerinin atıksu debilerinin anlık takibi projesi üzerine Krohne Türkiye Satış Müdürü Cem Özkan, Poweras Genel Müdürü Selçuk Yücebaşoğlu ile birer söyleşi gerçekleştirme imkanı bulduk. Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorunu konusunda suçlamalarla gündeme gelen Trakya Bölgesi’ndeki OSB’lerden biri olan Ergene 1 Organize Sanayi Bölgesi olarak
arıtma sonrası suyun suçlamalarda dile getirildiğinin aksine Marmara Denizi’ne değil Saros Körfezi’ne deşarj edildiğini ve bakanlık tarafından sürekli izleme sistemiyle tüm çıkış suyu verilerinin izlendiğini belirten Yasemin Artar ile Poweras ve Krohne markalarıyla birlikte gerçekleştirilen başarılı projenin detaylarını gerçekleştirdiğimiz söyleşide konuştuk.

Yasemin Hanım öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Ergene 1 OSB Bölge Müdürü Yasemin Artar:
Mesleğim Mimarlık. 2016 yılı Mayıs ayında Ergene 1 OSB’deki görevime Mimar olarak başladım. 2018 yılında da Bölge Müdürü olarak atandım. 2018 yılından beri de Ergene 1 OSB’de Bölge Müdürlüğü yapıyorum.

Ergene 1 Organize Sanayi Bölgesini kısaca tanıyabilir miyiz?
Yasemin Artar:
Ergene 1 Organize Sanayi Bölgesi, Ergene Havzası Koruma Eylem Planı kapsamında; 04.07. 2012 Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğünce 283 Sicil numarası ve ‘Ergene 1 Islah Organize Sanayi Bölgesi’ adıyla tüzel kişiliği ilan edilmiştir. Tüzel kişiliğin ilanının ardından süratle ıslah şartları yerine getirilmiş ve 11.10. 2013 tarihinde ‘Islah‘ ibaresi kaldırılarak Ergene 1 Organize Sanayi Bölgesi adıyla OSB tüzel kişiliği kazanmıştır. Ergene 1 Organize Sanayi Bölgesi 451 hektarlık alanda toplam 131 parselde oluşmaktadır.

Atık su arıtma tesisimizin inşası için ilk sözleşme 15.04.2014 tarihinde imzalanmış ve 09.06. 2014 tarihinde saha çalışmalarına başlanmıştır. Bununla birlikte 15 Temmuz sürecinde ilk yüklenici firmayla sözleşme fesih edilmiştir. Yaşanan bu gelişmenin ardından yeniden ihaleye çıkılmış ve 24.04.2017 tarihinde MASS Arıtma Sistemleri firması ile sözleşme imzalanmıştır. Yeniden çalışmalara başlanan atık su arıtma tesisimizin tüm imalatları tamamlanarak 19.04.2021 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan geçici faaliyet belgesi alınmıştır. Ayrıca 21.05.2021 tarihinde geçici kabul gerçekleştirilmiştir.

Ergene 1 OSB içerisinde faaliyet gösteren 64 işletme bulunmaktadır. İşletmelerin tamamı aktif olarak çalışmaktadır. İşletmelerimizin ağırlıklı kesimini tekstil fabrikaları ve boyahaneler oluşturmaktadır. Ek olarak Demir – Çelik, İlaç, Alüminyum, Oyuncak gibi farklı sektörlerde üretim yapan işletmelerimiz bulunmaktadır. İşletmelerimizden kaynaklanan tüm atık sular arıtma tesisimize gelmektedir.  Mevcut durumda atık su arıtma tesisimize gelen atık su miktarı günlük ortalama 50 bin metreküptür. Tesisimizin günlük kapasitesi ise günlük 60 bin metreküptür. Bu nedenle kapasite sorunumuz bulunmamaktadır.

Arıtma tesisimize gelen atık suların debi ve kirlilik yüklerinin kontrolü amacıyla, iki aşamalı bir sistem kurulmuştur. Bu amaçla endüstriyel kaynaklı atık suları olan işletmelere debimetreler kurulmuştur. Bu sistem debimetreleri uzaktan izlemeye imkan vermektedir. Bu sayede de hem işletmeler hem de OSB olarak biz debimizi anlık olarak izlemekte ve kayıt altına almaktayız.

Atık su özelliklerini düzenli olarak belirlemek adına anlaşma yapılan akredite bir laboratuvar tarafından, her işletmeden ayda 4 adet atık su numunesi alınmaktadır. Bu şekilde işletmelerin atık suları kontrol altında tutabilmekte ve arıtma tesisinin işletmesinden kaynaklanan masrafların işletmelere hakkaniyetli bir şekilde paylaştırılması sağlanmaktadır.

Arıtma tesisinin özelliklerini tanıyabilir miyiz?
60 bin metreküp/gün kapasiteli arıtma tesisimiz 4 ana kısımdan oluşmaktadır. Fiziksel arıtma prosesi, biyolojik arıtma, kimyasal arıtma ve çamur susuzlaştırma prosesi aşamaları bulunmaktadır.

MASS Arıtma Sistemleri ile nasıl bir araya gelindi?
Bakanlık kredisi ile yapılan bir proje bu. İhaleler Bakanlık tarafından kapalı zarf usulü yapılmış olup, Sözleşme imzalandıktan sonra proje, yaklaşık 4 yıl sürmüştür.

Bu 4 yıllık süre zarfı içinde inşaat-mekanik-elektrik, devreye alma ve şartları sağlama süreçleri tamamlanmış oldu. Geçici kabul aşaması da aslında tesisin yüzde yüz çalışır hale getirildiğinin ispatlanmış olduğu aşamaydı.
 
Tesisi kapasitesi, üniteleri ve prosesi ile tanıyabilir miyiz?
Ergene 1 OSB Arıtma Tesisi Sorumlusu Oğuz Albayrak:
Arıtma tesisimiz, 60 bin metreküp / gün kapasiteye sahiptir. Yaklaşık 700 bin eşdeğer nüfusa hizmet verebilecek bir kabiliyettedir. Fiziksel, biyolojik, kimyasal ve çamur susuzlaştırma olarak toplamda 4 ana prosesimiz bulunmaktadır.

Fiziksel arıtmada; kaba ızgaralarımız, ince ızgaralarımız, kum tutucu ve yağ ayırıcımız bulunuyor. İlk olarak 20mm’ye kadar olan malzemeleri atık sudan ayırıyoruz. Ardından ince ızgaralarda bunu 4 milimetreye kadar düşürüyoruz. 4 milimetreden daha küçük parçalar, kum tutucu ve yağ tutucuya gidiyor. Çökebilen malzemeleri havuzun dibinden katı madde yani kum olarak alıyoruz. Burada yüzey aktif maddeleri yakalayabilmek için hava veriyoruz. Onları tekrar oradan sıyırarak yağ ayırıcıya alıyoruz. Sonraki aşamada ise dengeleme tankında suyumuzu topluyoruz. Burada belli bir seviyede tutuyoruz suyumuzu. Tesisimizin geri kalan kısmında sabit debiyle çalışabilmek amacıyla dengeleme tankı bize çok büyük avantaj sağlıyor. Hem atık su karakterimiz ortalama bir yapıya bürünüyor hem de bir yerde bir kaza olduğu veya zehirli malzeme karıştığı hallerdeki şok yükleme durumunda burada konsantrasyonu da tolere etmiş oluyoruz.

Dengeleme tankının ardından BİOP adını verdiğimiz bir fosfor havuzumuz var. Burada sistemimiz ileri biyolojik arıtma, farklı 5-6 yöntem kullanabiliriz. Fosfor havuzu havasız bir havuz. Ardından da suyu havalandırma havuzuna veriyoruz. Burada 1. ve 2. havuzumuz havasız ve azot giderimi burada devam ediyor. Üçüncü ve dördüncü havuzlarımız havalı. Burada oksijen konsantrasyonunu yükselterek amonyumu, nitrata dönüştürüyoruz.

Bu tesisin debisi oldukça yüksek. Bu debide bir tesisin boyutu, klasik bir yöntemle şu an gördüğünüz alanın 4 katı büyüklükte olurdu. Fakat proses olarak biz 4 numaralı havuzdan 1 numaralı havuza içsel geri devir yöntemiyle yeniden döndürüyoruz.  Bu yöntemle gelen suyun 4 mislini biz yeniden suyun en başına gönderiyoruz. Bu yüzden fiziksel görüntüsünün 4 misli süre avantaj elde ediyoruz. Son olarak suyumuzu  ve bakterilerimizi çökeltme havuzuna alıyoruz. Burada yer çekimi sayesinde çamur ve bakteriden oluşan katı malzeme dibe çöküyor. Süzülen atık su yüzeyden savaklanarak devam ediyor.

Biz sadece fosfor parametremizde kritik eşiğin yakınlarında kalıyoruz. Kimyasal arıtmayı kullanarak alüminyum sülfat ve polimer ile fosfatımızı düşürüyoruz. Limitlerin yarısındayız şu an. Tamamen şartları sağlayıp dereye deşarj ediyoruz. Bir de tünel bağlantımız var.

Bölge sanayinin Marmara Denizi’nde oluşan müsilaja sebep olduğu söyleniyor. Fakat biz Marmara Denizine su vermediğimiz için bu düşünce tamamen yanlış. Biz arıttığımız suyu Saros Körfezi’ne gönderiyoruz. Diğer işletmelerin kendi münferit arıtmaları varken de deşarj Saros Körfezi’ne yapılıyordu ve Marmara Denizi’ne herhangi bir deşarj söz konusu değildi, arıtma tesisimiz işletmeye alındıktan sonra da aynı şekilde Marmara Denizi’ne bizden bir damla su gitmedi. Suyumuzun nihai varış noktası; Saros Körfezi’dir.

Proseste otomasyon kullanım oranı ne seviyededir?
Oğuz Albayrak:Sistem içinde yüzde 99 oranında otomasyon kullanılıyor. Şu an saatte 2500 metreküp atık su arıtılıyor. Havalandırma sistemimiz, geri devir sistemlerimiz,  pompalarımız tam otomasyonla yönetiliyor. Seviye sensörlerimizi de 24 saat SCADA üzerinden takip edebiliyoruz. Biz aslında arıza çıkmadığı sürece sadece rutin kontrollerimizi gerçekleştiriyoruz. Çıkış suyumuzu kontrol ediyoruz. Giriş ya da çıkış parametrelerinde bir değişim olduğunda planlamalarımızı gerçekleştiriyoruz.

Arıtma tesisimizde tüm parametreler için limit değerlere yakın olmayı riske edemeyiz. Çünkü bizim dışımızda bir sebeple anlık yükselmeler yaşanarak bizi limit değerlerimizin üzerine taşıyabilirler. Örneğin bizim deşarj kriterimiz 200 KOI’dir fakat biz 160 KOI’nin üzerine çıkmayı pek tercih etmeyiz. Bir anlık yükselmeler bizim 190 KOI’lere ulaştırabilir. En kritik dediğimiz parametremiz olan fosforda limit değerimiz 1 iken, biz kimyasal arıtma yapmadığımız halde dahi 1,2 veya 1,3 seviyesinde değerlerde oluyoruz. Bu değeri de şansa bırakmamak için kimyasal arıtma ile bu değeri 0,5’e indiriyoruz. Oradaki yüzde 10’luk değer oynaması bize en fazla 0,8 seviyelerinde bir noktaya çıkarıyor.

BiOP havuzunda, yani biyolojik arıtma aşamasına su girdiğinde biyolojik prosesin başlaması için biz çamur geri devir hattından da bakteriyi geri basıyoruz. Yani atık su ile bakteri, fosfor havuzunun başında karşılaşıyor ilk olarak. Burada kural gelen atık su miktarı kadar geri devir yapılmasıdır. Bakteriler için atığımız gıda anlamına geliyor oradan yaşamlarını sürdürüyorlar.

Tesis çıkışımızda pH, çözünmüş oksijen, debi, iletkenlik parametrelerimizi okuyoruz. Ayrıca sürekli atık su izleme (SAİS) sistemi sayesinde bakanlığa entegre bir şekilde çalışıyoruz. Hatta verilerimizi biz onlardan alıyoruz. Önce veriler bakanlıkta görülüyor, sonrasında bakanlıktan bize geliyor. bu aşamada arıtma prosesimiz tamamlanmış oluyor.

Çamur susuzlaştırma prosesimizde  dekantör kullanıyoruz. Çamurumuz dekantörden, yüzde 25’lik bir kurulukta çıkıyor. Sonrasında kurulutan çamuru geri kazanıma gönderiyoruz. Şu anda atık çamurumuzun kalorisi yerli kömür kalori seviyesi olan 3500 kalori seviyesinde. İleride bu konuda atık çamurdan enerji üretimi yatırımı planımız var.

Şu anda üretimi süren işletmelerin ön arıtma ve çıkış suyu analizleri konusunda ne tür çalışmalar yürütülüyor?
Oğuz Albayrak:
İç izlemelerin yanında akredite laboratuar tarafından da düzenli olarak numuneler alınıyor. Yani sonuçlarımız akredite oluyor. Biz düzenli olarak kendi analizlerimizi yapıyoruz fakat bunun bir bağlayıcılığı olmadığı için akredite laboratuarlar da hem atık suyumuzu hem de çamurumuzu sürekli ölçümlüyorlar.

Yasemin Artar: Şu anda  sözleşme yaparak çalıştığımız bir akreditelaboratuarımız var. Ayda 4 kez belirli periyotlarla fakat farklı günlerde, işletmelere çat kapı gidilerek numuneler alınıyor.

Oğuz Albayrak: İşletmelerimize belli atık su kriterleri sunuyoruz. Mesela alüminyum firmalarının bize metal atıklarını göndermemeli. Bu yüzden onlar ön arıtma yapıyorlar.  İşletmelerimiz katı atıklarını kanala atamazlar. Aynı zamanda yağmur suyunu da atık suya karıştıramazlar. Biz kaynakta da atık miktarımızı azaltmayı amaçlıyoruz. Bu nedenle ilk başta yağmur suyumuzu ayırdık. Yağmur suyunu kirletip yeniden arıtmaya çalışmaktansa doğal suyu doğaya müdahalesiz göndermeyi amaçlıyoruz. Yağmur suyu 150 hektarlık alanda ciddi bir su anlamına geliyor ve atık  suya karışmadan en saf ve temiz haliyle doğaya ulaşmış oluyor.

Yasemin Artar:Arıtmalar oluşturulurken firmalardan atık su debisi ile ilgili bir taahhütname alınmış. Arıtmanın büyüklüğü bu taahhütlere göre oluşturulmuş. Bütün bu taahhütnamelerde verilen değerler toplanarak 60 bin metreküp/günlük kapasite değerine göre bir yatırıma karar verilmiş. Bu yüzden işletmeler taahhütlerini aşmamak için  kendi içlerinde geri kazanım gibi projeler üretiyorlar.

Peki Poweras ve Krohne markaları ile bu aşamada nasıl bir araya gelindi?
Oğuz Albayrak:
Bizim için iki önemli parametre vardı. Bunlardan biri atık suyun debisi, bir diğeri ise kirlilik değeriydi. Kirlilik seviyesini akredite laboratuarla tespit edebiliyoruz, debi çok önemli ve anlık olarak değişkenlik gösterebilen bir değer. Bunun için online bir sistem ihtiyacımız oldu. Çünkü günümüz teknolojisinde işletmelerin tek tek gezilmesi pek mantıklı değildi. Burada bir debi izleme sistemi kurup bir ağda toplama hedefi oluşturduk. Bu sayede katılımcılarımız kendi değerleri ile ilgili kısmı görebilecekti hem de biz bu sistemden faydalanarak bütün sistemi sorunsuz işler hale getirebilecektik. Bu nedenle çeşitli firmalarla görüştük ve hem yazılım hem donanım anlamında uygun bir firmayı seçmeye çalıştık. Çünkü bu işin iki ayağı olduğunu farkındayız. Yani sadece donanım değil ama sadece yazılım da değil… İki kısmın da birbiriyle örtüşmesi gerekiyordu. Biz birçok firma ile görüştük taleplerimizi dile getirdik. En ciddi yaklaşımı Poweras’tan aldık, Krohne ürünlerinin kalitesini de zaten iyi biliyorduk. Bu yüzden Krohne firmasının donanımı ve üstüne Poweras yazılımıyla çalışmalarımıza başladık.

Proje aylarca sürdü. İlk öngördüğümüz işler vardı ve debileri okumaya başladık ama ortalamayı aşanı görmemiz gerekiyordu. Yağmur yağdı debiler yükseldi, bu anda yağmur suyunu atık suya karıştıran işletmeyi tespit etmemiz gerekiyordu.  Sonra eksikler çıktı. Örneğin faturalandırmalar için aylık raporlar istedik. Biz şu an bu raporları hem işletmelere gösteriyoruz hem de depoluyoruz. Bulut sisteminde bizim yedeklerimiz var ve geçmişe yönelik çok ciddi bir datayı kendi işletmemizdeki serverımızda tutabiliyoruz.

Bu bir proje ile olup biten bir süreç değil. Sürekli gelişen bir süreç olduğu için markalardan bir geliştirme istediğimiz anda birkaç gün içinde bize çözüm sağlayabiliyorlar.

Yasemin Artar:Oğuz Bey henüz işletmede görevine başlamadan biz bu konudaki araştırmalarımızda önemli bir yol kat etmiştik. Ekip olarak Gaziantep’e, Bursa’ya gittik. Bursa’da İnegöl OSB’yi gezdik. Büyük OSB’leri de gezip bu konuda gerçekleştirilen ve devreye alınan projeleri ve sistemlerini yerinde inceledik. Aylar süren bu araştırma ve incelemelerimiz sonrasında nihayet Poweras ve Krohne markalarıyla tanıştık.

Selçuk Bey, bu aşamada gelen talep ne oldu?
Poweras Genel Müdürü Selçuk Yücebaşoğlu:
Talep tarafımıza geldiğinde konu oldukça araştırılmış ve bu kapsamlı projeydi.  Bu aşamada son derece optimize bir çözüm oluşturulmuştu. Bizim buradaki katkımızla daha yüksek hassasiyetle aldığımız verileri, malum dijital çağda olduğumuz ve bu işletmeleri problemleri ve anlık sorunları için tek tek dolaşmak mümkün olmadığı için ileriye dönük, dijitalize dünyaya hazır, Endüstri 4.0 ya da IIoT teknolojisine uygun bir şekilde aktive ettiğimiz bir proje oldu. Verileri sadece okumak bizim için yeterli değildi, verileri analiz etmeyi ve bir bütün halde aktarmaktı. Bu veriyi de sağlıklı bir şekilde saklamamız ve yine sağlıklı bir şekilde aktarmamız gerekiyordu. OSB’nin 451 hektarlık geniş alanında GSM altyapısı kullanılmak suretiyle EXWORX CTM sistemi ile veri kaybı olmadan eşzamanlı ölçüm yapılan lokal alanda, cloud’ta ve işletme ana serverında olmak suretiyle 3 farklı noktada verilerin depolanması ve kaydı sağlandı.

Zorlu proje sürecinde hem yönetim kurulu hem teknik ekip hem de saha ekibi bize çok büyük desteklerde bulundu. Bu proje için anlaşmalar yapıldıktan sonra kış dönemine girdik ve aynı zamanda bunun üzerine pandemi sürecinin zorlu şartlarını da yaşamış olduk. Tahmin edeceğiniz üzere 60’a yakın firmadan veri alınması için her firmanın ayrı ayrı prosedürüne uygun izin ve planlamaların yapılması gerekliydi.  Bu izinlerin alınması, sahada inşa işlerinin yapılması, sistemin devreye alınması, kontrolü ve sonrasında devreye alımları ile gerçekten birlikte zorlu ama bir o kadar da keyifli bir süreci geride bırakmış olduk.

Cem Bey, projede kullanılan ürünü tanıyabilir miyiz?
Krohne Türkiy Satış Müdürü Cem Özkan:
Biz burada sektöre özel en üst segment debimetremizi sunduk. Sadece Türkiye genelinde değil benzer projeleri dünya genelinde gerçekleştirdiğimiz için üst segment ürünlerimizi kendi tecrübelerimizle birleştirerek ortaya güzel bir proje çıkarmış olduk. Krohne’nin her sektöre yönelik özel ürünleri var. Biz de burada tamamen su atık su sektörüne yönelik üst segment ve yüksek hassasiyetli Optiflux 2000 serisi elektromanyetik debimetrelerimizi kullandık.

Oğuz Albayrak:Bu ayrım aslında şöyle oluyor; Poweras’ın EXWORX CTM ağı var ve  bu ağ üzerinden günlük ve aylık olarak değerleri görebiliyoruz. Fiyatlandırma aşamasında, kendimizi de test edebilmeliyiz. Arıtma tesisinin girişinde yer alan debimetremiz total akışı sayıyor ve bize rapor sağlıyor. Örneğin Aralık ayında 1.510.000 metreküp su geçmiş. Benim sahada kullandığım debimetrem bunu söylerken EXWORX CTM sisteminde gördüğüm rakam 1.502 .000 metreküptü. Burada yüzde 1’in çok çok altında bir sapmamız var. Bu da yağmur sularından dahi kaynaklı olabilir, bir firmanın debimetresinin sapmasından da olabilir. İki debimetreyi birbiri ile check ediyoruz. İki değer birbiri ile örtüşüyorsa faturalandırmaya geçebiliyoruz.

Kullandığımız haberleşme protokolü nedir sistemde?
Selçuk Yücebaşoğlu:  Krohne cihazlarımızdan sistemimize ModBUS ile veri alıyoruz. Cihazımızda normalde 4.20mA puls veya HART bağlantısı sunmamıza rağmen ModBUS kullanarak hızlı ve güvenilir teşhis özelliklerinden faydalanmak istedik. Flowmetrenin puls çıkışını almak suretiyle biz toplam geçen debi miktarını zaten alabiliyorduk, artı bir değer katmak istediğimiz için böyle bir haberleşme yöntemi tercih ettik. Cihazlar bu konuda çok gelişmiş ve Krohne konunun lider markası olması sebebiyle -ki bildiğiniz üzere Elektromanyetik Flowmeter’in buluşunu yapan markadır.  Krohne ürünlerinin üretimini Hollanda’da tamamlandığında kalibrasyon sertifikalı olarak bizlere ulaştırılıyor. Biz zorlu kış şartlarına rağmen doğru montaj çalışmalarını gerçekleştirdikten sonra veriyi Oğuz Bey’lerden teyit etmemiz gerekiyor. Krohne’nin elektromanyetik debimetreleri teşhis özellikleri konusunda birçok veriyi sağlayabildiği ve bu konuda oldukça gelişmiş olduğu için ModBUS bize oluşabilecek ölçüm prosesi sorunlarını çok öncesinde bildirmiş oluyor. 

Müsilaj sorunu konusunda çokça suçlamaya maruz kaldınız. Az önce biraz bahsettiniz fakat bu söylentiler sonrasında bir denetleme de geçirdiğiniz diye biliyorum.
Evet, Marmara Denizi’ndeki Müsilaj sorununun, Trakya’daki OSB’lerden kaynaklı olduğu savunuluyordu. Oysa arıtımını yaptığımız ve sürekli izlenerek tüm parametrelerimizdeki limit değerlerimizin altında tutulduğu çıkış suyumuz dereye deşarj edilerek Saros Körfezi’ne ulaşıyor.

Ayrıca  Trakya’daki 14 OSB de suyunu Saros körfezine göndermektedir. Müsilaj sorununun kesinlikle Tekirdağ ile bir ilgisi bulunmamaktadır.

Müsilaj ekibi bizi ziyarete geldi, incelemelerde bulunuldu, derin denizi inceledi. Aynı anda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da buradaydı. Kendilerine işletmemiz ve deşarj süreçlerimizle ilgili gerekli bilgilendirmeleri yaptık.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
banner140
banner158
Günün Anketi Tümü
Sektörel dergiler okunuyor mu?
Sektörel dergiler okunuyor mu?
banner159
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
banner161

Gelişmelerden Haberdar Olun

@